YENİ AHVAL-4

(20 Ağustos 2025, Salı)

BÖLGESEL VE KÜRESEL KUŞATMALAR

Gazze ve Suriye Kuşatmaları

Gazze kuşatması devam ediyor. İsrail tüm dünyanın gözü önünde haydutluğuna devam ediyor. Gazze'yi işgal etme kararını almış, saldırıyor. Bir taraftan ABD ile pazarlık yapıyor intibaını veriyor, sanki ABD ile Netanyahu hükümeti arasında farklılık var intibaını veriyor, diğer yandan ortak planlar yapıyorlar. Bu zikzak, inişli çıkışlı siyasetiyle dünyayı-dünya kamuoyunu oyalıyorlar. Bakalım işler nereye evrilecek. Durum vahim.

Elan İsrail'in işgalci ve yayılmacı politikasına açık karşı koyup caydıracak bir güç mevcut değil. Karşı çıkışlar, İşgalci İsrail için fazla bir engel teşkil etmiyor. Adım adım Gazze'yi işgal politikasını uyguluyor...

Bunlar yetmedi, işgalci Siyonist çete reisi, Arz-ı Mev'ud'u gündeme taşıyarak çıtayı yükseltti. Karşı çıkanları da HAMAS'ı cesaretlendirmekle itham etti.

İsrail çete devleti her gün yeni bir hamle yaparak dünyayı şaşırtıyor ve zaman kazanıyor.

...

Suriye

İsrail'in işgalciliği ve geleceğinin garanti altına alınmasının bir tarafı, Suriye meselesidir. Suriye'nin geleceğinin nasıl şekilleneceği İsrail için çok önemli, hayatî bir mesele.

Suriye'nin durumunu Türkiye'nin kuruluş dönemine benzetmek mümkün. Cumhuriyetin kuruluşunda birinci meclis devre dışı bırakılıp ikinci mecliste inisiyatifi ele geçiren zevat, dünya hakim güçlerin kendilerine çizdiği çizgide bir ülke inşa etmeye başlayınca, Müslüman halk ile devletlü ricalin arası açıldı.  Neticede, adı bizden zihni ve ruhu onlardan Batılılaşmış devlet ricali eliyle bir Türkiye inşa ettiler. Yani değişim ve dönüşüm kafası batılıların zihniyle çalışan bir kadroyla ülkeyi istenilen kıvama getirdiler. Ama tüm plan ve programlara rağmen ülkeye ait bazı kırıntıları da beraber getirdiler. Cumhuriyet tarihi bu kırıntılar, kırılmalar ve batılı dayatmalarla bugüne geldi. Nereye gideceğini tam kestirmek biraz güç. Hâlâ iç çatışmalar devam ediyor Türkiye'de...

Suriye'de ise; devrim yapan kadro Müslüman ve İslamî hassasiyetleri olan ekip. Onlara baskı içeriden ziyade dış dünyadan geliyor. Yani Türkiye'de kendi kanından olanların eliyle yapılan batılılaşma-bâtıllaşma, Suriye'de dış dünya tarafından dikte ettirilmeye çalışılıyor.

İçeriden olan değişim ve dönüşüm ister istemez esnemek zorunda, ailevi bağlar, kişisel ilişkiler, mevcudun yanında gözüküp farklı düşünceye sahip olanlar olabilir. Nitekim tek parti döneminin Türkiye'sinde farklı düşüncede olanlar da sistemde yer aldılar. Ahmet Tevfik İleri gibi... merak eden, hayatına bakabilir.

Ama Suriye farklı, dizayn etmeye çalışanlar içerdekiler değil, dış dünya. ABD, Rusya, Körfez ülkeleri, AB ülkeleri, Türkiye, İran, Mısır, BAE, Ürdün, Çin vb.

Hepsini aynı kefeye koymak da yanlış. Ama tüm dünya müdahil olmak istiyor, yönlendirmek istiyor.

Ayrıca ülke tamamen çökmüş durumda. Alt yapısı yok, silahı yok, askeri yok, devlet aygıtı doğru dürüst çalışmıyor. Suyu yok, elektriği yok, doğal gazı yok. Ülkenin güvenliği sağlanamamış.

Bakalım yeni devlet ricali HTŞ liderliğindeki kadro ne kadar direnebilecek veya nasıl bir mutabakata varacaklar dünyayla.

Müdahil olan dış dünya için öncelik, istilacı çete devleti İsrail'in güvenliğidir. Bu konuda Türkiye, vb.  bir iki ülke istisna edilebilir. Onların gücü buna engel olabilecek seviyede değil, bunu herkes bilir.

İsrail çetesi, dünyanın gözü önünde bağımsız ve şu an İsrail'e zarar verecek bir gücü de olmayan Suriye'ye durmadan saldırıyor. Onu cesaretlendirenler DEAŞ diye bir düşman varlığını ileri sürüyorlar. DEAŞ'in ne olduğu ve kime yaradığı da aklı başında herkes biliyor. Ama aslında o bahane, yapmak istediklerinin gerekçesi...

İsrail hükümeti, Türkiye'nin rolünü ve Kuzey Suriye'deki, özellikle de Kürt bölgelerindeki iddialı müdahalesini kabul etse de ülkenin diğer bölgelerindeki Türk askeri varlığı konusunda kırmızı çizgi çekiyor, bunu önceki İran müdahalesine benzetiyor ve şiddetle karşı çıkıyor görünüyor.

Ankara, İsrail'in Suveyda'ya yönelik kararlı müdahalesini ve buna eşlik eden olayları, İsrail'in Şara'yı zayıflatma ve Suriye'nin zayıf ve parçalanmış kalmasını sağlama yönündeki kasıtlı bir girişim olarak görüyor.

İsrail, Türkiye'nin Suriye'ye müdahalesini aşırı buluyor ve hayati çıkarlarını tehlikeye atabileceğini düşünüyor.

İsrail'in güvenliğini esas kabul edenler için Suriye'deki Türk varlığı İsrail ve diğerleri açısından istenmeyen bir durum olduğu şüphesiz.

İlerleyen zamanlarda Türkiye'nin Suriye'deki varlığı, İran'ın Esed dönemindeki kadar İsrail ve onun destekçileri açısından tehlike arz edecek. Bu hususta şimdiden tedbir almaya çalışıyorlar.

Suriye sıkıştıkça ülkeden çekilen güçleri yavaş yavaş geri çağırmak zorunda kalıyor. Rusya'yı geri çağırıyor. Yarın öbür gün İran ile masaya oturması şaşırtmamalı...

Asıl belirleyici başta ABD olmak üzere Türkiye ile olan siyasi ilişkilerine bağlı. YPG/PYD ile Türkiye arasındaki gelişmeler belirleyici olacak. Türkiye'nin baskısı ve desteği olmazsa YPG/PYD, Şara hükümetine bağlı olmak istemez. Elan Suriye hükümetinin buna karşı koyacak gücü de yok.

Şara hükümeti biraz zaman kazanmak istiyor. Ama görünen oldur ki, zaman lehlerine işlemiyor.

 

k_saglam

Yeni Kitabımız Çıktı

egri_agacin_golgesi

Son Eklenenler

YENİ AHVAL - 2
(20 Temmuz 2025, Pazar) KUŞATMA ve KAR...
YENİ AHVAL
(24 Haziran 2025, Salı) Kişiler olara...
YEREL SEÇİM SONRASI ÜLKENİN AHVALİ
(1 Nisan 2024, Pazartesi) Yerel seçim ...
İNSAN KENDİNİ KEŞFEDEBİLİR Mİ?...
(26.01.2024, Cuma) Her kişi, 'önce ke...
MİLLİYETÇİLİK- MUHAFAZAKARLIK- ÜMMETÇİLİK
(Yerellik 'Yerlilik' - Muhafazakarlık -...
EY EHL-İ İSLAM, UYAN!
(06.11.2023, Pazartesi) Ey dünyayı g...
YAĞMUR DUASI
(15 Eylül 2023, Cuma) Yağmur duasına...
AÇMAZI AÇMAK
(25 Ağustos 2023, Cuma) İnsanoğlunun...

Kimler Sitede

Şu anda 81 konuk çevrimiçi
Üyeler : 3
İçerik : 655
Web Bağlantıları : 5
İçerik Tıklama Görünümü : 7181316
< ?php if( JRequest::getVar( 'view' ) == 'article' ): ? > < jdoc:include type="modules" name="socialwidget" /> < ?php endif; ? >