Hasbihal - 2 |
(6 Eylül 2019, Cuma) Bir önceki yazımı; Yıllanmış sorular, yığınla problemler ve iç karartıcı, sıkıcı konular, acaba bunları belli bir zaman askıya alabilsem, sonra tekrar dönüp durduğum yerden başlayabilsem daha iyi olur mu diye kendime sormaktan da edemiyorum. Muhasebe, kendi içini dinleme, durup geriye bakarak yapıp ettiklerini değerlendirme, bir süzgeçten geçirme, sonra tekrar yola koyulma değil midir? Ne dersiniz böyle yapmak insanı davadan soğutur mu? Yoksa daha sağlıklı yol almaya vesile mi olur? diye bitirmiştim. Bazı konulara açıklık getirme ihtiyacı doğdu. Benim zihnimde bir muğlaklık yok, anlaşılan kendimi tam ifade edememişim. Bir kardeşimiz; “Bu tarz reformist yaklaşımlar gençlerin işi hocam” deyivermiş. Her yaptığını doğru saymanın yanlışlığına parmak basmak istedim. Biz Müslümanlar da diğer insanlar gibi beşeriz, zaaflarımız, eksikliklerimiz, hırslarımız… var bunlara yenik düşmeyelim diye bir uyarıda bulundum. İslam’ın muhkemliği bizim muhkemliğimizle aynı değildir. İnsan olmamız hasebiyle bizim yaptıklarımızda da eksiklik, yanlış olabilir. Bizim oluşturduğumuz yapılarda, kurduğumuz teşkilatlarda, ihdas ettiğimiz müesseselerde, kurduğumuz ve inşallah kuracağımız devlette de yanlışlıklar, hatalar olabilir, olabilir değil olur. Burada aslolan, hata ve yanlışlarda bile isteye ısrar etmemek, yanlışların, hataların farkına varıp vazgeçmektir. Tıpkı günah işlemek gibi, her günah işleyişten sonra farkına varıp tevbe edersek, Rabbimizin bizi affetmesi umulur. Ben hiç günah işlemedim, işlemiyorum diyen varsa, o başka, öyle biri varsa o kutsiler(!) sınıfına dahildir. Öyle bir hareket varsa, o da kutsiler hareketine dahil olur, tarihimiz boyunca çokça kutsi hareketler gördük, en son kutsi hareket de FETÖ. Sosyal olaylarda da İslami mücadelede de yanlışlar, eksiklikler…olur. İstikamet adına, yolumuzda yanlış yok adına, doğru yoldayız adına, başladığımız tarz üzere yürüyoruz adına, modernist, reformist, seküler… ile aynı safa düşmemek adına bunları görememek, görmezden gelmek doğru bir tarz değildir. Kendimize, yapıp ettiklerimize dönüp bakmak ve eksikliklerimizi tamamlayarak yola devam etmek iyi bir yol/yöntem olduğuna inanıyor ve ona vurgu yapmak istiyorum. Biz sıklıkla muhasebe yapmazsak, dönüp yaptıklarımızın hesabını yapmazsak, rutine bağlar, doludizgin gidersek, gün gelir geriye dönüp bakmak zorunda kalırsak, göreceğiz ki; birçok boşluklar ve yanlışlar yapmışız. Mesafe uzadıkça telafisi zorlaşır, bazen de imkansız hale gelir. Bu zorlukları yaşamamak için; boşluklar, hatalar, eksiklikler, gereksiz yükler varsa bunları izale etmek sadedinde müzakere ediyorum. Müzakere ve muhasebenin patinaja dönme eğilimi de var. Bunu da hesaba katıyorum. Durmadan yanlışa işaret ederek doğruya ulaşılamayacağının da farkındayım. Havf ve reca arasında saat sarkacı gibi gelgitlerin gereğine inanıyorum. Ne büsbütün iyimserliğe kapılıyorum ne de karamsarlığa. Kendi yanlışını keşfedemeyenin yanlışlarını başkası keşfederse, o başkası (İslam’ın başkasıdır) acımasız olur, yanlış üzerinden bizim değer yargılarımızı sorgular. Böylece bizim yanlışlarımız İslam’a hamledilir ve toplumu dinden soğutur. Etrafına bakmak, dünyada, bölgede, ülkede, mahallede neler olup bitiyor, bu yeni oluş-bitişlere karşı ne yapabiliriz, diye düşünmek ve üzerinde durmak eğer modernistlikse varsın modernist olayım. Modernizmin ne olduğunu modern olmayan bir hayattan gelmiş biri olarak anladığımı sanıyorum. İlk yazımda belirttiğim yolculuğa devam etmek niyetindeyim. Bu yazı bir nevi, kendimi müdafaa yazısı olarak anlaşılmalıdır. Yazdığım her satırı düşünerek ve bugüne kadar süregelen hayat mücadelemi, dolayısıyla içinde bulunduğum İslamî mücadeleyi zedelemeden yazmaya çalışıyorum. Çok dikkatli ve temkinli olmaya gayret ediyorum, beni okuyanların da aynı hassasiyeti göstermesini istiyorum. İnandığım ve doğru bildiklerimi de anlatmaya devam edeceğim. Kimseyi memnun etme veya birilerini mahcup etme gibi bir niyet de taşımıyorum. Mücadele ve mücahedede, manevi itminanın insanı, hareketi bitireceğine kaniyim. Nirvana’ya ulaşmak bizim düşüncemizde yoktur. İki günü eşit olan ziyandadır.
|